Sade'ı yakmak yerine, kendisi olmaya cüret edebildiği için belki de feyz almalıyız. Bugünlerde daha kaçımız kendi benliğini ya da benliğinin derinliklerini keşfedebiliyor, farkına varabiliyor kendinin

👍👏👏👏

Program harika,şiir de çok gunyol beyin sesine ne kadar yakışmış.

Aytuğ hocam, Selçuk Baran'ı okumanızı salık veririm. Özellikle Bir Solgun Adam romanı. Bunca iyi bir yazarın tanınmaması üzücü. Belki sizde okur, beğenir ve önerirsiniz.

çok güzel bölüm

Nasıl daha iyi oluruz? Nasıl daha çok para kazanırız? gibi kitap yazan yazarlar keşke Engin Geçtan’ın “İnsan Olmak” adlı kitabını okusalar.

Aytuğ lütfen bölümler biraz daha uzun olsun rastgele birini alsan bile yanına sohbet etseniz izleriz biz 🥲

Flu TV'nin şimdiye kadar izlediklerim arasından en iyi serisi bu. Emeğinize sağlık :)

Video çok *krem rengi* değil mi 😂😂

Bu arada videoda örnek verilen D & R ve İdefix, Sabah gazetesi, A Haber vb. medya kuruluşlarını bünyesinde barındıran Turkuvaz Medya tarafından satın alındı 2-3 sene önce. Bu siteler üzerinden aldığınız her kitapla bir yandan kendini gelişiminize katkı sağlarken, öbür taraftan ilgili parti propagandasına destek olmuş oluyorsunuz. TMGRUP sitesinden bilgiyi teyit edebilirsiniz.

Tüm bu kelimeleri; aşkı, hazzı, acıyı, şehveti ve cinselliği biz uydurmuşken, içinden çıkamadığımız tüm duyguların müsebbibi yine biz olmuşken neden hâlâ çare aramaktayız ve neden hâlâ bulamamaktayız? Neden dolaylı da olsa sebebi olduğumuz hiçbir şeyden malumatımız yok? Bilinçsiz bir yapıt yaratımından mı yahut boş vermiş bedenin herhangi bir rüzgâra salınımından mı? Merak ediyorum.

Yine sığınağımdayım

sadece çok satanlardaki kişisel gelişim kitaplarını ve ponçikli, kokulu kitapları okuyan arkadaşlar bir gün edebiyat ve aytuğ abi ile tanışmanız dileğiyle ..

Sarsıcı

Harika!

O kadar iyi anlatıyorsun ki youtube mecrasında defalarca geriye sararak dinlediğim tek insansın.

Günyol Bakoğlu harika okumuş. Şiirlerin altına efekt, müzik vs sevmiyorum ama burada çok başarılı kullanılmış. 400 darbe filmi geldi dinlerken aklıma.. * Otomatik Portakal'daki Alex ile Joker bence birbirine yakın karakterler değil. Alex toplum normlarının tamamının dışında hatta karşısında. Daha yıkıcı, anarşist diyebiliriz. Joker ise aslında toplumla uyumlu biri sadece toplum ona eziyet ediyor. Çok daha uzun konuşulabilir tabii.

katarsis olayı boş iş arkadaşlar kendini iyileştirdim diyorsun çat 1 ay sonra yine ... son kullanma tarihi filan var herhalde bitiyor tekrar yapmak gerekiyor :)

Selam. İlgili yazarlar arasına Ömer Seyfettin de eklenebilirdi. Maalesef Ömer Seyfettin'in, toplumun -yalnızca nispeten ince kitaplar olduğu için- ilkokul kitabı olarak etiketlediği birçok öyküsünde, genel olarak da ham denebilecek bir şekilde bulunan bir kötülük meselesi vardır. Yani bu meselenin Sade'da olduğu gibi bir ana mesele olduğu pek söylenemez fakat yer yer üstü kapalı da olsa sorunsallaştırıldığı söylenebilir. Örnekse, ismini hatırlamadığım bir öyküsünde bir çocuğun vapur seyahatinde eline geçirdiği bir martıyı avucunun içinde sıkarak öldürüşünün martının kemiklerinin yumukşaklığına ve çıkan seslere varıncaya kadar anlatıldığı bir sahne vardır. Yine başka bir öyküsü Beyaz Lale'deki canlı canlı fırına atılma sahnelerindeki yananlardan çıkan renk-koku tasvirleri ve aynı kitapta anlatılan bir işkence-tecavüz sahnesi vardır. Buradan sonrası hassas bir içerik olabilir, uyarıyorum, fakat ben yerli edebiyatta kötülük meselesinde bu derece gösterilmiş pek bir cüret görmediğim için kısaca yazmak istiyorum. Öyküde Balkan Savaşları sırasında, bir müslüman şehrini ele geçiren çeteler şehrin kadınlarını toplayıp çırılçıplak soyup bir değişik biçimlerde üst üste koyduktan sonra toplu tecavüz ederler. Hatta bir yerden sonra kadınların göbeklerinde küçük bir bıçak deliği açılarak tecavüze buradan devam edilir ve yazar burada mealen "zevkin doruğuna ulaştılar ve o sefil arzuları ancak böyle tatmin oldu" gibi bir ifade kullanır. Öykünün final sahnesinde Bulgar komutan şehrin en güzel kızının evini basar ve kızı yalnız başına kıstırır. İlişkiye girmeyi reddeden kız son anda kendini pencereden atarak ölür. Bunun üzerinde komutan bir anlık duraksasa da, bir süre düşündükten sonra "soğumadan soğumadan" diye kızın peşinden gidip kızı odaya geri getirir ve oldukça arzulu bir şekilde tecavüz eder. Demek istediğim Ömer Seyfettin'in bunları yazdığı için "kötü biri" olduğunu söylemek elbette değil. Yalnızca söz konusu kitapları ilk ve ortaokullardan kaldırmanın yanı sıra, yazara haksızlık edildiği ve ona olan bakışın değişmesi gerektiğini söylüyorum. Neyse ki son yıllarda böyle bir yönelim oluşmaya başladı ve bütün bunları bir kez de buradan söylemek istedim.

İnsanlar dış etkenleri degistiremedikleri için kişisel gelişim kitapları ile kendilerinde birşeyleri değiştirip fark yaratmak istiyor. İşe yaramıyor ama motivasyon bence bu.

Özgün içeriklerle bizi bağladınız çok orijinalsiniz tebrikler 👏👏👏 severek takip ediyoruz.

Bir kitap programına bu kadar tutulabilir insan ancak. Dilinize sağlık.

Hocam o tılsımlı kitap 2 ayda 200. Baskıyı yaptı

Yine çok güzel bir programdı

Oldukça değerli buluyorum bu programı.. Ne zaman biter bilemem fakat benzer veya daha iyisini hedefleyen çalışmaların oluşmasını sağlayacaktır düşüncesindeyim. Artık üretiminin inşada uyandırdığı salt etkiyi değil İlham oluşturan ve yaratıcılığa iten varlığını seyrediyoruz.

Anarşistlere cesaret veren bi video olmuş 🤩 evli mutlu çocuklu olmasam benden de iyi bi anarşist olurdu aslında

allah aşkına herkes bildiğini soylemesin bilmediğini sorsun o zaman gelişeceğiz bunu farkedelim artık.

cinsellikte karanlık kendinden mı olusuyor yoksa insan eli ile mi demek istediğim şu:eğer insanlar cinselliklerini normale indirgense karanlık tarafını başka bir yerde mi depolayacaktır. bilinç altı depolarımız olduğunu düşündüğüm için.

Çok güzel bölümdü.

Oldum olasi kişisel kitaplari sevemedim

Bölüm yine düşündürdü. Ama uzun zamandır aklımda olan bahsettiğiniz ressamı bir türlü bulamadım. Boş duvarda bir yatağın ve çerçevenin izlerinin çizildiği resmin ressamını benimle paylaşırsanız sevinirim. 🌺

Sade i yakmalı mı eserini okumuştum. Marquise de Sade'in bir hizmetçisini zindana kilitleyip tecavüz edip işkence ettiği ve kadının pencereden aylar sonra kaçabildiği geçiyordu.Sade bu kadını rızası dışında alıkoyup zulmetti.Bunu karşıdaki kadın ve fakir olduğu için rahatlıkla yaptı.Yazı biçimi ve temaları bana kendi vicdansizliklarinı sonsuz hazcılığını aklamaya çalışma çabası gibi geliyor.Hayvansallıktan bahsediyor ama bugün ördek yavrusunu kurtaran ayılar kendi çocuğu olmayan yavru gorile bakan gorilleri de biliyoruz.Vicdan ve uyum olmasa herkes sade gibi olsa insanların bu medeniyeti kurması mümkün olmazdı diye düşünüyorum.Edebi dili üslubu topluma karşı sert çıkışları avangard da olsa bu denli bir kötülüğün savunulacak bir yanı olmadığını düşünüyorum.Sade hayvani içgüdüleri savunurken Nietzche İnsan aşılması gereken bir şeydir diyor bu çok daha değerli bence.

"Çünkü bazıları bir yerden içeri, kapıyı ancak kırarak girebilir." Bazı sözler cuk diye bir hissi karşılar ve hissettiğimiz ama dile dökemediğimiz şeyleri, birileri cümleyle dökünce ufak bi aydınlanma olur ya kafamızda, tam olarak öyle hissettim. Bu yazdığım ve sonrasında gelen cümle size aitse tebrik ederim.

Kişisel gelişim kitaplarını hep bende gömerim ortamlarda. Çünkü kişisel gelişim kitaplarını okumak eziklik ve baitliktir. Ama lisede bir kişisel gelişim kitabı sayesinde hırslanıp okumaya, öğrenmeye ilgi duymuştur. Sonra yine bi çok kişisel gelişim kitabı okudum. Ama bunu hiç bir yerde anlatmam. Çünkü bu kitapları okuyan insanlar basit insanlardır.(!)

Kişisel gelişim bence kişisel bir mesele

Bölümdeki renk uyumu çok gerçekten de çok etkileyici. Aytuğ Bey'in tonlamaları daha net hissediliyor mikrofonda da değişikliğe gidilmiş gibi. Flu Tv kaliteli olarak işinizi ileri taşıyorsunuz fakat yazar isimlerinin yanıp sönmeli ve rahatsız bir seste vurgulanmasının kötü olduğunu düşünüyorum. Kitabın alt kısmında yazması daha güzel durabilir. Başarılar.

Kötü karakaterlere, insanın içinde olmasına rağmen yapamadığı birçok kötülüğü yapma cesareti olduğu için sempati duyulur.

Adı yaşamak, ne büyük meziyet. Onları anlıyorum diyemem o kadar geniş çaplı bilgim ve fikrim yok çünkü. Ama acıyı nasıl da güzel aktarmışlar. Kendimce minik bir çıkarım yapayım : yaşamak acı çekmektir.

videolarınızın açıklama bölümüne başlıkları zaman damgalı olarak koymanız büyük kolaylık olurdu

Bukovski yi anlatan bir bölüm de yapsanız keşke

Jean Genet'in, merhametten tiksiniyor olması merhamet beklediği insanlardan o ilgiyi alamamış olması olabilir yani annesi ve babası.

Şiir çok güzel bir şiir ve yine aynı güzellikte de seslendirilmiş. Yalnız şiiri hiçbir yerde bulamadım. Bulabilmemiz için yardımcı olabilir misiniz?

Tesekkurler

Bu ses de neee😍 bir şiir bu kadar güzel okunur diyeceğim ama sese o kadar odaklandım ki şiiri anlayamadım😄

15:39 bu program çok özel bir program oldu. Edebiyat hakkında daha önce hiç bu kadar bilgim olmamıştı. Flu Tv her zaman çok güzel içeriklerle izleyeni aydınlatıyordu fakat bu program öyle bir program ki tarif bile edilemez. Bu yüzden yılın değil 10 yılın en iyi programı ödülüne bile layık bu program.

Simdi merak ettiğim bisey var, Aytuğ bey anlatınca böyle allahin hırsızı uğursuzu bi normal geliyor. Hayata karşı durusunuz mu bu yoksa iyi şeyler yazdıkları için günlük uğursuzlardan ayrı mı tutuyorsunuz? Mesela Palu ailesine karşı olan dusunceleriniz nedir? Bu adamın ses tonu yukselmiyor mu hiç? Off kafamda binlerce soru varmış da caktirmiyormusum. Bu arada linç değil bu sorular gercekten merak ediyorum :)

Biz teşekkür ederiz

nejat işler'in barda tiradını hatırlattı

''bütün harikalar, ürpertici kılıklara bürünmeli ancak bu şekilde insanların kalplerinde bir yer edinebilirler."

yaw arkadaş gece gündüz uğraş ve bize içerik yap hayat çok sıkıcı

hashtag olayını söylediğin iyi oldu izlemediğim iki video var mış allah razı olsun

Bazen Aytuğ Akdoğan'ın kendi kitapları olduğunu unutuyordum. Sanatçıları konuşan sanatçı olarak görüyordum galiba onu. Neyse, 1 yıllık takibin sonunda artık kitaplarından birini okumanın vakti gelmişti. Sürgün'ü okudum ve bakış açım değişti, ne anlamda değişti nasıl değişti bilmiyorum ama değişti işte.

0:33 adı: aptallaarr!!

Harika emeğinize sağlık 💓

Trençkot yakışmış😉

şiirin adı aşkım, deniz ben... o çocuğum... kirli yuvarlak yüzlü... her köşede karşına çıkıp, "bir çeyrekliğin var mı?" diyerek... canını sıkan... ben... yüzü kirle kaplı... hiç şüphesiz kimse tarafından istenmeyen... diğer çocuklar, atlayıp zıplayıp gülüşüp oynaşırken... uzakta durup gelip geçen at arabalarını izleyen... ben istenmeyen o çocuğum... kesinlikle istenmeyen... kirli yuvarlak yüzlü... öyle ki dev sokak ışıkları ya da büyük annem beni aydınlatmadan... ya da küçük kızların önünde öylece aptal aptal dikilip durmadan çok önce... kirli yüzünün aşağılayıcı bakışlarını yansıtan, o çocuğum ben... ben o her zaman kızgın ve yalnız olan çocuğum... sizi o her zaman kızgın olan çocuğun aşağılamasına maruz bırakan ve uyaran: "eğer yanlışlıkla başımı okşayacak olursanız... bu imkanı sizin cüzdanınızı çalmak için kullanırım." ben her zaman o çocuğum... işlenmiş ve yakında işlenecek suçların sonucu çıkması yakın terörden... gelecek olan cüzzamdan ve pirelerden önce... hep o çocuk olarak kalacak olanım. ben o itici iğrenç çocuğum, eski kartonlardan uyduruktan bir ev yapan... ve bir gün kendisine eşlik edeceğinizi bilerek... sabırla bekleyen.

teşekkürler

Günyol Bakoğlu'nun sesine kapılmaktan içeriği kaçırdım; yerinde olsam sesimi kaydedip kaydedip dinlerdim muhtemelen.

Yeterince Marquis de sadedan bahsedilmeyen bir Sade bölümü.Buna cesaret mi edemediniz bilmiyorum

Büyüklere 3 masal kitabı tavsiyem Tevrat,İncil,kuran.

Aytugla içsem rekor kırarım ,kafa devamlı açıldığından sarhoş olmak mümkün değil.

Bide ilker senden ricam olabildiğince Aytuğ a karışma onu serbest bırak olur mu? Onun edebi kismi derin biz anlıyoruz, sen edebiyat sevmesende

Saol dostum ictenlikle saol butun kalbimle. Kahvem bugun odamda keyifli bi sohbet oldu ben sustum sen konustun

👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏

18 gün bedelli askerlik yapan birisi koğuş nöbeti dışında tüfekle nöbet falan tutamaz. sallama.

Tişört hariç her şey aynı renk tonlarında. Bilinçli mi yaptınız bunu?

Kigem pazarının %99 u parayı bulma derdinde. Ben de yazacağım bir tane. Sınırsız güç gibi. Nasıl başardım? E bu kitabı yazarak :)

keşke her gün bölüm atsanız buu seriye ödüm kopuyor bitecek ya da exxene geçecek diye

"şiirden nefret ederim" diyen adamın kanalında şiir okutmak :) iki taraf da ayrı kalite

yakmalımıyız? tapmalıyız.

Iron Man abi?

Kişisel gelişim kitapkarının satmasının tenel nedeni, tıpkı falda oldugu gibi insanlara moral ve inanç yüklüyor olmasıdır. Bu nedenle kişisel gelişim kitaplarını dert ederek eleştirmek, bir astronomi uzmanının falları dert edip eleştirmesine benzer.

Yalın Alpay ne zaman gelecek? Onun videoları gibisi yok..hepsini 3er kez izledim en az..notlar aldım.. paylaştım.. lütfen O gelsin 🙏

sayende kütüphanemiz doldu taştı yahu 🤗😊

Jerzy Kosiński yi de konu etseniz fena olmaz.

Sade konulu bir film izlemiştim, adı gelmedi aklıma, güzel filmdi.

Bu tür gelişim kitaplarının sükse yapmasının temel nedeni mevcut kapitalist sistemin proleter sınıfın verimini arttırmak istemesidir. Sizden olabildiğiniz kadar verimli olmanızı, üretmenizi ister. Bunu da toplumsal yarar için yaptığınız söylenir. Ama bu tamamen yalandır. Çünkü kapitalist sınıfın yegane erdemi sermayedir. Toplumsal fayda kapitalist için ne anlamlı, ne de önemlidir. Bunun için burjuva sınıfı, köleleri olan biz proletaryayı verimli ve çalışkan hale getiriyor. Böylece bizden kazandığı artı değer yükseliyor. Sermayesi daha da hızlı çoğalıyor. Egemen sınıf kendi yararına ürettiği ideolojiyi yönettiği sınıfa dayatıyor. İşçi sınıfının bu fikirleri benimsemesini bekliyor. Ve ne acıdır ki benimseniyor. "Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür. " Karl Marx

ilk iki dakika efsane olmuş. bütün bölümü o şekilde çekmeniz dileğiyle

Sade ruh ikizim.

Otto Gross icin de bir kucuk bolum ayirabilir miyiz

Kitap kapagi tasarimi önemli bence çok yetenekli tasarimcilar var neden kapakta kitapla ilgili hayal güclerini yansitan bir sunum yapmasinlar ki bize.Kis uykusunda Aydin karakteri her ne kadar kibirli insanlari kücümseyen bir yapida olsa da şu söyledigine katiliyorum"eriği poşetin icine eline daldira daldira yemek var bir de tabaga koyup yemek".Güzel bir sunum insanin gözüne gönlüne ruhuna hitap etmez mi.

Dün ne salakmışım diye düşünüyorum, her seferinde bugün akıllandığım hissiyle. Ama, yarın da böyle hissedeceğimi farkedince, gelişimin yıkımı çarpıyor yüzüme.

👏👏👏👏

Her bölümü da mükemmel hazırlamazsın be adam ♡

super bölümdü

Çok iyi bir seri. Devam. Elinize emeğinize sağlık.

Sondaki şiir Günyol Bakoğlu okumasıyla mükemmel olmuş. Üst üste 17 kere falan dinledim

Tuğçe Işınsu ve Metin Hara 😂

Kişisel gelişimden ziyade görselleşmiş ve hızlanan dünyada ağır romanlar gitmiyor artık. İnsanlar kolay kelimelerle, düşük kurgularla yazılmış kolay hazmedilecek(!) kitaplara ilgi gösteriyor. Bu yüzden çok satanlar arasında enteresan kitaplar var.

İlker hocam diğer programlarda içerik akademiden gelen insanlar tarafından anlatılıyor. Bizim anlayabileceğimiz seviyede konuları paylaşıyorlar. Bu edebiyat programdan bir şey çıkarmak zor. Burada ise bir yazarın başka yazarlarla ilgili eser ve kişiliklerden içerikler üretip kendi bakış açısında anlatıyor. Burada bahsedilen yazar ve kitapları hemen herkes okudu ya da duydu. Bu yüzden program sığ kalıyor, benim görüşüm paylaşmak istedim.

Hadi hocam seri biraz 12. bölüm nerede :D

Her bölümü mükemmel! Her bölümü iple çekiyorum! Teşekkürler Aytuuuğğğ!!!!!!!

Sade ın eserleri hakkında bir yorum okumuştum. Bir nevi sanatçılığını izah eden.. “hapishanede yazdığı eserleri cinsellikle ilgili görünse de normalde olamayacak belki yüzlerce cinsel fanteziyi yazıya geçirmesi onun aslında yaşadığı toplumun sistemine karşı çıkışı ve bu sistemi değiştirmeye çalışmasıdır. İmkansız fantezileri çoğaltma mantığı ile sistemin işleyişini ve kurallarını absürt göstermeye çalışmaktadır.” Bir de ilginç sanatın ne’liğinden olsa gerek sanatçılar genelde uyumsuz bireylerden çıkıyor. Sefiller in yazarı Hugo ve bilinen ünlü bir çok eserin yazarının suçlu ve zalim insanlar olduğunu öğrenince şaşırmıştım. Genelde bizim toplumda sanatçı iyidir, düzgün insandır gibi bir düşünce olduğunu bilince. Bireysel sanatın örneklerinin batı dünyasından olması da bana batının şu anki uygarlığını kurarken bayağı sıkıtnılı dönemlerden yanlışlanmlaar dan geçtiğini çok acılar (modernizm, postmodernizm vs.) yaşadığını gösteriyor.

Biz de çok teşekkür ederiz :D Çok mutlu oluyorum sizleri dinledikçe ve gün geçtikçe de güzelleşiyor programınız. Binlerce teşekkür bırakıyorum seviyle :D

Nihilizim zaten hiççilik değil mi

İç sesim: “ keşke çocukluğumda TRT’de de böyle edebiyat pro...” O sırada: “Vay puşt”

İlker hocam “Aptal herifler” adında kitap yazsanız ilgi görür bence.

TRpostda sadece bu zevk veriyor

Destek yorumu

Siir ve muzik saykedelik.